Bugün sevmek ile ilgili bir kaç satır karalamak ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum sakince, kimse duymadan.
Bu arada, her Salı buluşmamızın sonrasında bu satırları okuyan tanıdık ve tanımadık dostlarımın yorum ve eleştirilerini alıyorum- şifahi ve elektronik posta ( ailhanduzgun@gmail.com) kanalıyla-. O noktadan sonra bu işin keyfi beni sarmaya başladı. Teşekkür ederim.
Karşınızdaki insana;
“seni güzel gözlerin için seviyorum” derseniz,
“çok akıllısın sana bu yüzden aşığım” derseniz,
“beni en iyi sen alıyorsun seni bunun için seviyorum” derseniz,
“sen çok güçlü bir insansın seni bunu için seviyorum” derseniz,
veya benzeri bir iltifat ile ilan-ı aşk ederseniz ,
İster erkek olsun ister kadın olsun O’nu mutlaka memnun edecektir bu sözler ve size karşı duyguları biraz daha yoğunlacaktır. Bağlılığı , sizinle ilgili düşünceleri daha netleşecektir. Sevmenin ve seviliyor olmanın mutluluğu ile yaşamının şanslı olduğunu düşündüğü bu dönemin tadını çıkaracaktır.
Ancak birine “ seni HİÇ BİR ŞEYİN İÇİN SEVMİYORUM “ dediniz mi, okkalı bir tokat yeme ihtimaliniz vardır en azından devamını anlatmaya fırsat bulamasınız, çeker gider.
Bir insanı bir şeyi için sevmek biraz egoistçe değil mi sizce?
Veya biraz ticari değil mi?
Alış veriş gibi;
O’nun beğendiğiniz güzelliği var ise siz de O’na sevginizi sunuyorsunuz. Fakat ertesi günü sizi berber tutan, sevme nedeniniz olan BEĞENİLEN GÜZELLİK yok oluverirse ne yapacaksınız?????
Ne diyeceksiniz ertesi sabah bir gün önce bir şeyi için sevdiğinizi düşündüğünüz insana,
Ne diyeceksiniz karşısına geçip?
Bir insanı bir şeyi için sevmek.Bu biraz beni rahatsız ediyor.
Sevgilinizi bir şeyi için sevmek yerine O’nu sevmek
Yani:
Şimdiye kadar yaşadığı sıkıntı ve güzelliklerle,
Şimdiye kadar yaşadığı aşk ve avrılıklarla,
Şimdiye kadar yaşadığı hayatın tamamı ile,
Ve görüntüsüyle
Bunların tamamıyla sizin sevdiğiniz “O” olduğunu unutmamak. O’nun bir şeyinin değil “O’nun her şeyinin” sizin O’nu sevmenize neden olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Özetle siz O’nu “hiçbir şeyi için değil” siz O’nu seviyorsunuz her şeyiyle!
Sevginin küçük detaylara değil çok büyük –hatta bazen tamamını bile göremeyeceğimiz kadar büyük - nedenleri olduğunu hatırlamak ve böyle yaşamak ne güzel. Bir hikaye vardır bunları paylaşınca o geldi aklıma.
Hikaye şöyle;
Saat 8:30'da, seksenlerinde, yaşlı bir adam başparmağındaki dikişleri aldırmak üzere poliklinikten içeri girdi. Çok acelesi olduğunu söyledi, çünkü saat tam 9:00'da bir randevusu varmış. Tedavisinin bitmesi ve onun söylediği yere ulaşması en azından bir saat sürerdi. Yaranın pansumanı sırasında konuşmaya başladık. Bu denli acelesi olduğuna göre önemli birisiyle mi randevusu olduğunu sordum.
Bana bakımevine gidip eşiyle kahvaltı etmek için acelesi olduğunu söyledi. O zaman eşinin sağlığının nasıl olduğunu sordum.
Eşinin orada uzun bir süredir kaldığını ve Alzheimer hastalığının bir kurbanı olduğunu anlattı.
Geç kalmış olmasından dolayı "Acaba eşiniz endişe duyar mı?" diye sordum.
Bana beş yıldan bu yana onun kim olduğunu bile bilmediğini ve kendisini tanımadığını söyledi.
Şaşırmıştım, "Sizi tanımadığı halde yine de her sabah onu görmeye mi gidiyorsunuz?" diye sordum.
Elimi okşayarak gülümsedi.
"O beni tanımıyor ama ben hâlâ onun kim olduğunu
biliyorum" dedi.
Hiçbir şeyi için sevmediğimiz sevgilerimiz ve dostlarımız ile uzun yıllar yaşamak dileği ile iyi haftalar efendim.
Haftaya görüşmek ümidiyle. 6.4.2006
0 yorum:
Yorum Gönder