Ve kaybettik dostumuzu,

Evet, geçen hafta Cuma itibariyle (30.3.2007) dostumuzun beyin ölümü gerçekleşti. Kaybettik! Makineye bağlı yaşamını sürdürüyor ama biliyorum bir gün çekecekler fişini.
Seyrediyoruz düşkünlere ve bakıma muhtaçlara nasıl davranıldığını televizyonlarda. Dostuma da böyle davrandılar son zamanlarında zaten. Düşenin dostu olmazmış. Doğrudur. Günler geçerken mutlak son unutmamalı. Hepimiz için geçerli bu. İyi ve kötü günler yaşanırken kadim dostları bulup çıkarabilmeliyiz beraber olduklarımızın içinden. Kadim dostlar sevinirken ve üzülürken bizimle bunu paylaşanlardır. Bu önemli anlarda yaşanan yalnızlık yapılan tercihlerin sonucudur.
Dostumuz, benim gibi birçok arkadaşımla bu virajı alamayacağını düşündü ve yollarını ayırdı ve viraja girdi. Viraja girdikten sonra yanına kimseyi alamazsın, viraja girdiklerinle o virajı almak zorundasın artık. Uzaklaştırdıkların, geri dönülmez yollara gönderdiklerin, kırıp parçaladıkların ve o viraja girerken yanına almadıkların artık isteseler bile o virajı alırken de yanında olamazlar, yardımcı olamazlar.
Geçen Perşembe ( beyin ölümünden bir gün önce) ziyaret ettim kadim dostumu.
Felç olan yerlerini gezdim içim sızladı.
Ölümüm takip ettiği yerleri gördüm,
Kangren ilerliyordu hatların başından sonuna doğru,
Ölüm adım, adım sona sürüklüyordu çalışanları,
Sanki yasak gibi ölümün el koyduğu alanda gezinen bile yoktu,
Yaşamın bir adım gerisi karanlık,
Yaşamın bir adım gerisi ölüm,
Kesilmedi kangren yerler,
Kesilen yerlerde kangren değildi,
Ve ölüm kapladı tüm Otoyol’u.
Son kalp atışı gibi ilerledi son Otobüs şasisi gözlerimizin önünde. Sonrası kalp atışının izlendiği monitördeki sürekli düdük sesi. Düüüüüüüt.
Yani ölüm.
Yani sessizlik.
Yani sonsuzluk.
Yani Otoyol.
Küskünlükleri unutup eski dostlukların vefası ile sessizce ağlıyor insan.
Yürürken içinde,
Eskiye dair her şey aklınızda, gözünüzün önünde.
Sevinçlerin çığlıkları,
Üzüntülerin sızlanışları,
Kızgınlıkların gürültüleri,
Yanlışlıkların kahroluşları.
Hepsi, hepsi anılar kulübünün daimi üyesi şimdi.
Ve bir o kadar da “benden uzak ve yabancı” .
Artık beni tanıyan ve benim tanıdığım Otoyol değildi içinde dolaştığım.
Felç olan yerlerin geliyor aklıma. Seninle bu yola çıkanların gözden çıkardıkları, yok saydıkları üretmekten vazgeçtikleri araçlar geliyor da aklıma.
Yeni dostlarının beğenmediği o araçlar var ya seni şimdi bile yaşatmayı becerir ve senin hayatta kalmanı sağlardı bir şekilde.
Kimse bu sonun “senin işinin bittiğini için” gerçekleştiğini, bu nedenle bu duruma düştüğünü bana izah edemez.
Genelde ölüm sonrası üzüntü bir yana zorunlu işlemler yapılır. Bu resmi işlemler bu dostumuz içinde başlayacak sanırım. Burada beni, bizleri teselli edecek tek konu yaşamında dostumuzun“organ bağışı” için form doldurmuş olmasıdır. Eğer bu form doldurulmamış ve organları toprak olursa veya organları organ mafyasının eline düşerse bu ikinci ve kalıcı ölüm olur hepimiz için.
Ancak yeni dostların gözden çıkarttığı araçlar dâhil, üretilebilir durumdaki tüm araçların organ mafyaları yerine hayatlarını devam ettirebilecekleri yeni vücutlara yerleştirilebilirse belki biraz teselli bulur, içimiz ferahlar kadim dostların olarak. O araçlar için harcanan emeğin, iş gücünün, alın terinin ve anıların bir anlamı bir değeri olacak ve yaşayacaklardır. Belki bu sayede Otoyol’un yaşamına devam etmesini sağlamış oluruz.
Ulus olarak çöpe atılacak tek bir kuruşumuzun olmadığı bir dönemde böyle bir israfa ve hovardalığa müsaade edilmeyeceğini, edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir şeyler yapmak isteyen dostları belki bunun için destek verirler.
Ölüm gününün hüznünü unutmak içindir belki bu günden sonra doğum gününü kutlamalıyız senin.
Her şeye ve herkese rağmen;
İsmini yaşatmalıyız senede bir gün.
Seni anmalıyız,
Seni konuşmalıyız o gün.
Aid olduklarınla beraber olmalısın o gün.
Her Mart’ın 17, yani senin doğum gününü idrak etmeliyiz topluca. Bize verdiklerini ve mutlulukları paylaşmak, adını yaşatmak için.
Becerebilirsek, toplanabilirsek sesimizi duyarsın.
Senden yaşamın süresince hiç kimse mutlu ayrılmadı kapından biliyorsun. Hep dargın, küskün gönderdin sana hizmet edenleri. Bu nedenle bir emekliler günü yapamadın iyi günlerinde, belki bu hayalinde gerçekleşir böylece.
Dostlarına, okuyanlara, okumayanlara okuyanların aktarmasıyla bu temennilerinizi teklif olarak sunarak bu haftalıkta bu kadar diyelim, haftaya görüşmek üzere efendim.

0 yorum:

Blogger Template by Blogcrowds