
İki kadınla bir evi paylaşmanın zorluğunu geçen zaman içinde daha fazla algılıyor ve ağırlığının artarak belimi büktüğünü hissediyorum.
İyi tarafları olmasına rağmen, böyle bir yaşamın tercih nedeni iyi tarafları ve beklentileri olmamalı bence, olumsuzluklarını bilmeli ve tercihimizi buna göre yapmalıyız diyorum,
Öyleyse iki kadınla bir evi paylaşmanın risklerini ben anlatayım, kendi adınıza siz karar verin nasıl bir ev yaşamı istediğinize.
Bilinenin aksine iki farklı yaşamı bir eve ve bir insanın üzerine sıkıştırmak aslında.
Buradaki iki yaşam sizin yaşamınızı kapsamıyor, bu iki yaşam evdeki iki kadının yaşamlarıdır sadece.
Bu nedenle buradaki iki farklı yaşam sitiline, birbirinden farklı önceliklerine ve her ikisinin aynı çatı altındaki farklı ve katı yaşam şartlarına ayrı, ayrı uyma zorunluluğumdan bahsediyorum. Şartlar beni riskli ve değişken davranış sitiline zorluyor doğal olarak. Hep ateş hattındaki asker gibi ne zaman siperden kafanızı çıkaracağınıza doğru karar vermelisiniz.
Tabi bu sürekli şekil değiştirmeler ise maalesef kalıcı deformasyona neden oluyor zamanla.
Bu da böyle bir yaşamın meslek hastalığı denilebilir.
Her ikisi de kendi yaşamını evin kalanına yansıtmaya çalışıyor.
Evin şimdiye kadar patronu ve tek hakimi olan kadın son gözdenin sınırları zorlamasına kadar sıkıntı yaşamaz, hatta olayın mutlu taraflarını öne çıkarır.
Bu çatışmaların başlaması kuralların son gözde tarafından sorgulanması ile başlar.
Çatışmanın derinleşmesi veya şiddetli hal alması yani riskli hale gelmesi durumunda yeni gözde “ben küçüğüm” taktiğini bulmakta gecikmez.
Bu her zaman işe yarayacak bir çıkış yoludur artık.
Her ikisi de kendi tarzını evin kalanına yansıtmaya çalışıyor demiştim ya o kalan kısım benden ibaret sadece. Bütün bunlar cansız bir evdeki iktidar kavgasındaki tek vatandaş olarak bana uygulanıyor.
Bitmek bilmeyen söz sahibi olma ve kendi isteğinin diğer kadına ve evin kalanına uygulatma mücadelesi arasında evin kalanı olma riskini aşmanın da yolları var, bunları geliştirmek ve uygulamak zorundasınız. Bu iktidar kavgasında kazanılan iktidar süre ve güç olarak o kadar çeşitli ve değişken ki bu iktidarların hiç birini kendi adınız faydaya dönüştürme cahilliğine veya sevdasına kapılmayın. Bu iktidarlardan hiç birisi sizin pozisyonunuzu iyileştirmeyeceği gibi size fayda da sağlamaz. Sizin vatandaş olarak yaşam şartlarınızın en riskli olduğu dönemler iktidarın el değiştirme süreleri ve bu sürelerde takınacağınız tavırdır.
Bir tarafa güvenip tutsanız bir tarafı o aniden gelen erken seçim veya bir tercih ile oluşacak yeni düzen aynı zamanda sizin bilinmez bir sonraki seçime kadar değil her iki kadının sonsuz lanetine sürükler.
Gün olur iki kadının kendi aralarındaki hiç tahmin edilemez boyuttaki, değişken çatışmasının arasında kalabilirsiniz. Haklı olanın hakkının verilemeyeceği ve haksız olanın da dersinin verilemeyeceği bu süreci hasarsız atlatmak son derece zordur.
Tüm bu gerginliğin sonrasında yaşanacak son derece uyumlu ve kadınsal işbirliğinin de arasında kalabileceğinizden bazen duymamayı, bazen görmemeyi öğrenmelisiniz.
Tüm bunlara yaşadığınız ve yaşam ilerledikçe toplamda yaşayacağımız keyif ve mutluluğun hatırına katlanıyorsunuz.
Kızınız büyüdükçe zorlanacak bu yaşam tarzına ayak uydurmaktan öte son gözdenizle yaşamı paylaşmayı ihmal etmemek en doğru tercih beklide,
Kızınızın büyümesini kaçırmamak zamanı durduramasak bile yakalamak en doğru tercih beklide,
Hayat’ım yaşama girdiği tarihin (28.2.2005) etkisinden kurtulamadan her geçen yıl yaşamımdaki kapladığı alanı büyütmesini en fazla sene’i devriyelerinde durup hissedebiliyorum.
Altıncı yaşın kutlu olsun kızım Hayat.
(26.12.2009)
0 yorum:
Yorum Gönder